
Biraz mutluluk
Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile.
Bu adam, bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasıl olduÄŸunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep:
“Bomba gibiyim.”
Jerry bir doÄŸal motivasyoncuydu. Yanında çalışanlardan biri, o gün, kötü bir günündeyse, Jerry yanına koÅŸar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı. Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni. Bir gün Jerry’ye gittim. Anlayamıyorum dedim.. Nasıl olur da, her zaman, her koÅŸulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun… Nasıl baÅŸarıyorsun bunu?
Her sabah kalktığımda kendi kendime Jerry bugün iki seçimin var:
Havan ya iyi olacak, ya kötü derim.
Havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda gene iki seçimim var:
Kurban olmak, ya da ders almak.
Ben başıma gelen kötü ÅŸeylerden ders almayı seçerim. Birisi bana bir ÅŸeyden ÅŸikayete geldiÄŸinde, gene iki seçimim var… Åžikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek. Ben hayatın olumlu yanlarını seçerim.
Yok yahu, diye protesto ettim. Bu kadar kolay yani? Evet.. Kolay dedi Jerry. Hayat seçimlerden ibarettir. Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda nasıl davranacağını seçersin. Sen insanların senin tavrından nasıl etkileneceklerini seçersin. Sen havanın, tavrının iyi ya da kötü olmasını seçersin. Yani sen, hayatını nasıl yaşayacağını seçersin!
Jerry’nin sözleri beni oldukça etkiledi. Onu, uzun yıllar görmedim. Ama, hayatımdaki talihsiz olaylara dövünmek yerine, seçim yapmayı tercih ettiÄŸimde hep onu hatırladım.
Yıllar sonra, Jerry’nin başına çok tatsız bir ÅŸey geldi. Soygun için gelen hırsızlar, paniÄŸe kapılıp, Jerry’yi delik deÅŸik etmiÅŸler… Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoÄŸun bakımda kalmış. Taburcu edildiÄŸinde, kurÅŸunların bazıları hala vücudundaymış.
Ben onu, olaydan altı ay sonra gördüm. Nasılsın? diye sorduğumda, Bomba gibiyim dedi bomba gibi. Olay sırasında neler hissettin Jerry dedim. Yerde yatarken, iki seçimim var diye düşündüm. Ya yaşamayı seçecektim, ya ölümü.. Ben yaşamayı seçtim.
Korkmadın mı, şuurunu kaybetmedin mi?
Ambülansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı. Bana hep İyileşeceksin merak etme dediler. Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızla sürerlerken, doktorların ve hemşirelerin yüzündeki ifadeyi görünce ilk defa korktum. Bu gözler bana; Bana adam ölmüş diyordu. Bir şeyler yapmazsam, biraz sonra ölü bir adam olacaktım gerçekten.
Ne yaptın? diye merakla sordum.
Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak herhangi bir şeye alerjim olup olmadığını sordu.
“Evet” diye yanıt verdim: “Var”. Doktorlar ve hemÅŸireler merakla sustular. Derin bir nefes alarak kendimi toparladım ve bağırdım: Benim kurÅŸunlara alerjim var!
Doktorlar ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım. Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin. Otopsi yapar gibi değil.
Jerry, sadece doktorların büyük ustalıkları sayesinde değil, kendi olumlu tavrının büyük katkısı ile yaşadı. Yaşaması bana yeni ders oldu.
Hergün, hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şansımız ve hakkımız olduğunu ondan öğrendim. Ve her şeyin kendi seçimimize bağlı olduğunu.
Bu yazıyı okudunuz. Şimdi iki seçiminiz var:
1. Unutup gitmek.
2. Saklamak ve de bu yazıyı dostlarınızla paylaşmak.
Kategori: AÅŸk Hikayeleri